MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
SOL Öğür Samsun İl Başkanı Çap Algan, “45 bin 89… 45 bin 89 fert, yaşam, rüya… Yüz bini çok çorlu, kayıp bedenler, kaybolma füru, şişko mezarlar… 20 yıldır yarattığınız kriz memleketin konusunda kâbus gibi çöktü. ‘Sarsıntı siyasetler üstüdür’ palavraları ile konuşuyorsunuz boyuna. Hayat hakkından daha politik, henüz politik benzeri ruzname benzer mi?” açıklamasını yaptı.
SOL Tümen Samsun İl Örgütü, İlkadım ilçesindeki Süleymaniye Geçidi’nde; depremle ilişik izah yaptı. SOL Fırka Samsun İl Başkanı Büyüklük Algan, “Yaşadığımız bu felaketin ser sorumlusu, 20 yıldır bu ülkeyi benzeri iştirak kabil yöneten, beton dökmekle, yapı yapmakla övünen ve yaptığı binaların altında canlarımızı verdiğimiz tek insan rejimidir. Israrla soruyoruz: Deprem vergileri nerede? 1999 depremlerinin peşi sıra bire bir defaya anlaşılan namına getirilen ancak cemi 23 yıldır ödenen sarsıntı vergileri nerede” dedi.
“YAŞADIĞIMIZ BU AFETİ, FELAKETE ÇEVİRENLER KİMLER?”
Cemal Algan şunları söyledi:
“45 bin 89… 45 bin 89 duygusal, yaşam, rüya, yüz bini çok gaileli, kayıp bedenler, zayi torunlar, şişman mezarlar… 20 yıldır yarattığınız gerileme memleketin üzerine karabasan kadar çöktü. Deprem siyasetler üstüdür palavraları ile konuşuyorsunuz uzunlamasına. Yaşam hakkından elan siyasi, daha siyasal ayrımsız ruzname cins mi? Sorumlular, memleketi muhammes, onlu çetelerin ellerine bırakan kentsel transformasyon adı altında kentleri şişko mezarlığa dönüştürenlerdir. Sorumlular, getirim için memleketi tıpkı avuç sömürücünün ellerine teyit edenlerdir. Sorumlular, afetin ilk anından itibaren orada olması müstelzim tüm amme kurumlarını kapatan, özelleştiren, arıtma edenlerdir. Sorumlular, sağlığı özelleştirdikleri için yıkıntılardan çıkabilen insanlara tedavi olacak hastaneler bırakmayanlardır. Sorumlular, günlerce depolarındaki çadırları sarsıntı bölgesine göndermeyip, çadırları satmakla çalışır olan Kızılay’ın yöneticilerdir. Yaşadığımız bu felaketin saksı sorumlusu, 20 yıldır bu ülkeyi aynı müşareket gibi müdür, beton dökmekle, bina yapmakla övünen ve yaptığı binaların altında canlarımızı verdiğimiz yegâne insan rejimidir. Israrla soruyoruz: Zelzele vergileri nerede? 1999 depremlerinin ardından bir defaya muhtemelen yerine getirilen ancak kül yirmi üç yıldır ödenen deprem vergileri nerede?”
“BU YARATTIĞINIZ YIKIMIN HESABI SORULACAK”
Kayıp çocukların sessiz çığlıklarıyla yankılanıyor şehir. Çocukları bikes bıraktınız, çağa edinilen çocuklarla evlenilebilir fetvalarınızla, o ödemek bilmeyen zulmünüzle, şimdi depremde bikes bıraktığınız torunlar baş başa. Aladağ’da, Ensar’da, Kulp’ta, Taşkent’te ve memleketin onlarca yerinde olduğu kadar çocukları tıpkısı nöbet elan cemaatlerin, tarikatların ellerine teslim ettiniz. İktidarınıza, tarikatlarınıza, sermayenize, kuintet çetelerinize, yandaş medyanıza kamu zulmünüze kayran okuyoruz. Şurası bereketli bilin ki, yarattığınız bu enkazın altından bu el dayanışmasıyla güçlenerek kalkacak, amma sizler ve iktidarınız bu enkazın altında kalacaksınız. Sanmayın kim yarattığınız bu yıkımın hesabı sorulmayacak. Bu yıkımın, bu enkazın, yekpare işlediğiniz suçların hesabını soracağız ve yargılanacaksınız.
“HELALLEŞMEYECEĞİZ, HESAPLAŞACAĞIZ”
Helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız! Çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, binlerce canımızı kaybettik. Tuttuğunuz defterlerle mi korkutacaksınız bizi? Baskılarınızla, gözaltılarınızla mı engelleyeceksiniz deprem bölgesindeki dayanışmamızı? Tribünlerden, sokaklardan yükselen ‘hükümet istifa’ sesini susturamayacaksınız. O curcunalı zulmünüze saha okumaktır. O ses yaşamlarımıza, haklarımıza, memleketimize cemaat çıkmaktır. O gürültülü 20 yılın her saniyesi, herhangi bir dakikası amacıyla daha çok yeterin sesidir. ‘Hükümet istifa’ sesi halkın, emekçilerin 20 almanak karanlığınızı, tarikatı, cemaati, sermayesi, yandaşıyla ‘gönderelim’in sesidir. Geçtiğiniz herhangi bir sokakta, rastgele mahallede sizi bilcümle gelişigüzel göndereceğimiz güne kadar ‘hükümet istifa’ sesleri değme yerde olacak. Gericiliğinizle üstelik, fesih düzeninizle üstelik hesaplaşacağız. Depremin geçmiş saatlerinden itibaren Maraş’ta, Malatya’da, İskenderun’da, Hatay’da, olabildiğimiz herhangi bir yerdeyiz. Bu balaban tesanüt seferberliği amacıyla, devrimci, sosyalist partilerden dostlarımızla birlikteyiz. Bu ülkenin emek örgütleriyle, meslek örgütleriyle birlikteyiz, bu seferberlikte yeryüzü nazik gücümüz halkımızla birlikteyiz. Hangi yaparsanız yapın, sarsıntı bölgesinde KAZANÇ olmaya, düş olmaya, soluk olmaya bitmeme edeceğiz.”
