Müslümanca düşündü ve yaşadı: ‘Gül yetiştiren adam’ aramızdan ayrıldı

Hayatı süresince “Müslümanca düşünmek” konusunda kafa yoran, ‘Yedi Sunturlu Kayırıcı’ın sonuncusu Eskimemiş Şafak yazarı Rasim Özdenören Ankara’da tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Özdenören, zaman Eyüp Padişah Camii’nde kılınacak cenaze namazının peşi sıra toprağa verilecek.

Edebiyatımızın ‘Gül Yetiştiren Adam’ı, ‘Yedi Evire Çevire Eş’ın son kalemi Rasim Özdenören vefatıyla sevenlerini kanun boğdu. Kurulduğu günden bu yana, 27 yıldır Yeni Şafak’ta hatır yazıları kaleme alan Özdenören’i uğurlamanın hüznünü yaşıyoruz bugün. ‘Bir meselesi aynı derdi varsa insanın, o derdine çare amacıyla okumaya ve yazmaya yönelebileceğini’ söylerdi. Derdini hem düşünce yazılarında hem da hikayelerinde yüksek sesle belirten Özdenören, öykücülüğüyle yaşadığı döneme olduğu üzere ati nesillere üstelik önderlik etmeye devam edecek.

SEN YAZMAZSAN KİMSE YAZAMAZ

Yedi Güzel Adam olarak mezkûr Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Akif İnan, Rasim Özdenören, Alaaddin Özdenören, Fazilet Bayazıt ve Cahit Zarifoğlu’nun Maraş merkezli başlayan ve ahir yıllarda devam eden birlikteliklerinden Diriliş, Gökçe Yazın, Öte kabilinden onlarca Türk edebiyatının unutulmaz dergileri ortaya çıkıntı, bu adlar üzerinden ayrımsız neslin yetişmesini sağlamıştı. Öykü yazmaya ortaöğretim yıllarında başlayan Özdenören’in sonsuz tekrarladığı tıpkı husus vardı ve bu onun rehberi olmuştu: “Bunları sen yazmazsan eksantrik kimse yazmaz, yazamaz.”

BİZİM DÜNYAMIZIN HİKAYESİ

Gül Yetiştiren Kayırıcı kitabı yayınlandıktan sonradan bu isimle anıldı. Müslümanca Hatır Konusunda Denemeler kitabı onun kimliği oldu. Seksenli yıllar sosyalist gerçekçiliğin bilgili olduğu aynı dönemdi ve sol anlaşma yazarları bu döneme damgasını vurmuştu. Fakat nakıs artan ayrımsız şeyler vardı ve bunu içten içe hisseden tıpkı cahillik. Cahit Zarifoğlu şiirde, Rasim Özdenören hikayede bu damgayı itinayla anne gerçekliğe getirdi. Yani Dindar ayrımsız coğrafyada olması müstelzim yere. Yedi İklim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehabetli Haydar Haksal, “Özdenören’in öykülerini okuduktan sonradan ‘bunlar benim dünyamın öyküsü’ dedim. Zira o insanlar bana ecnebi gelmiyordu, fizik ötesi derya vardı” diye niteleyerek anlatıyor bunu.

DÜŞÜNÜR KİMLİĞİ BASKIN GELDİ

Vabeste Yalsızuçanlar’ı öykü yazmaya yönelten onun hikayeleri oldu. Yalsızuçanlar, “Rasim Bey’in önce aktarılma öyküleri toplumcu realizm üzerinden o türün milli ve İslami versiyonu gibiydi. Reyhani dervişi olması cihetiyle o halkada edinmiş olduğu irfanı öykülerine çok iyicene sindirerek anlatırdı. Son yıllarda onun düşünücü kimliği hikâyeci kimliğine dominant geldi” dedi.

AÇTIĞI EL DEVAM EDECEK

Serencam ana büyüklüğünde Umumi Işaret Yönetmenliğini yürüttüğü Hece Dergisinde gelişigüzel çalıştığı Mehmet Narlı, “1950’lerden itibaren Mutekit Türk dünyasının yerel kanı ve laf anlayışının yolunu açan sonuç temsilcilerinden biri üstelik rahmeti rahmana kavuştu. Amma onların açtığı defa bitmeme edecektir” ifadelerini kullandı. Kırk almanak dostu Cemal Şakar ise, “Müslümanca hassasiyetle çağcıl öykünün bittabi buluşacağına dair örnekler ortaya koydu. Hemen hikâye değil, esasen Müslümanca hassasiyetle modern çağı telif eden ayrımsız tecrübe külliyatı bıraktı. Bizim işimizi kolaylaştırdı. Yolumuzu kısalttı. Üzerimizde hakkı çoktur” dedi.

KEŞFEDİLDİM NECİP

2000’li yıllar ihtimal dahi kıtipiyoz Özdenören’in öykücülüğünü tanımıyordu. Tanısaydı Temiz Kele’un günlüğüne yazdığı şu hikâyecik, paragraf yerine tarihe geçerdi. Amma maalesef ki esas bir ajanda. Kele, 21.09.2013 tarihinde yazdığı notu bizimle paylaştı: “Rasim Özdenören zaman gülümseyerek ‘keşfedildim Necip’ dedi. ‘Nasıl abi?’ dedim. ‘Geçtiğimiz aylarda yayınlanan öykümü okuyan tıpkısı yazar, yıllık yöneticisini arayarak, ‘Rasim Özdenören isimli zihayat arkadaşın öyküsü çokça pir, az buçuk ilişkin amma bu arkadaşın geleceği parlak’ demiş. Rasim Özdenören afiyetle gülümserken, ‘Abi’ dedim, ‘sizi tanımaması tıpkı yana sunu azından bu yazar öyküden kesme anlıyor.’ Kıssadan nasip: Rasim Özdenören bile tanınmazken dinç rüfeka hiç alınmasınlar.”

Yolculuğu Maraş’ta başladı

Dirayetli yazıncı, İstanbullu mühendis Hakkı Özdenören ile Kahramanmaraşlı Ayşe Hanım’ın oğlu olarak 1940’ta Maraş’ta dünyaya geldi. Saz Şairi Alaeddin Özdenören’in ikiz kardeşi olan edip, Kahramanmaraş Lisesinde, edebiyatla yakından ilişkin Erdem Bayazıt, Hasan Seyithanoğlu, Sait ve Cahit Zarifoğlu kardeşlerle hempa oldu. Talebelik yıllarında arkadaşlarıyla Maraş Lisesinin Hamle dergisini yeniden çıkardılar. İstanbul Üniversitesinde, İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsünü 1964’te, Ahbaplık Fakültesini ise 1967’da bitirdi. Türk hikayesinde yerlilik unsurunu benimseyen Özdenören, 1969’da Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt ve Alaeddin Özdenören ile “Literatür” dergisinin kurucuları ortada vadi aldı. Akif İnan ve Fazilet Bayazıt kabil isimlerle 1969’da, Nuri Pakdil’in yayımladığı “Edebiyat” dergisinde yazılar kaleme alan Özdenören, Ayşe Çalkaya ile Kahramanmaraş’ta evlendi. Ömer Ümran ile Merve adını verdiği iki çocuğu dünyaya geldi. Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Fazilet Bayazıt ve Alaeddin Özdenören ile 1976’nın böylelikle “Öte” dergisini kuran yazarın, hikaye ve yazıları Varlık, Türk Sanatı, Arayış, Etap, Dost, Abstre, Bakir İstiklal, Diriliş, Literatür, Öte, Yeni Ant, Eskimemiş Medar, Yedi İklim, Kaşgar, Hece, Ant, Yeni Şafak, Yıpranmamış Dönem’da yayımlandı.

BÜROKRASİYİ BILE ETKİLEDİ

KAPAT X

Günümüze nispetle edebiyat dünyasıyla bürokrasinin haddinden fazla elan stabil yürüyen örnekleri vardı bir vakitler. Özdenören dahi onlardan biri. Uğraş Barkçın, işte o bürokratik yönünü anlatıyor: “Devlete önceki girdiğimde tanıdım. Bürokrasi ve siyasa hayatında ismi bilinen dayanabilen çok insanın yetişmesinde nasip sahibidir. Hepimizin üstünde çok emeği var. Hem bürokrasi, hem literatür, hem de deneme anlamında… Cümle aynı abiydi. Kimseyi kırmaz, genci, istekli insanı teşvik ederdi. İlk yazılarımı ona göstermiştim. İlk gücük hikayelerimi üstelik… Hepsini kari ve güzel sözlerle bitmeme etmemi isterdi. Onda hem muhabbeti, hem birlikte olaylara alın serinkanlı ve becerikli duruşu gördüm. Seçkin işte esası inanç ve ahlaktı.”

Taziye mesajı yağdı

Rasim Özdenören amacıyla politika ve literatür dünyasından taziye mesajı yağdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Edebiyatımızın iri ustalarından, Cumhurbaşkanlığı Kültür Musahabe Nazik Ödülü sahibi, ‘Gül Yetiştiren Eş’ Rasim Özdenören’in vefatını teessürle öğrendim. Sayın Özdenören’e Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ailesine, sevenlerine ve mecmu gökçe yazın camiasına başsağlığı diliyorum.” dedi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ekin ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Eş ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yoğunluk Kederli, Yer, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Gelgel, İçişleri Bakanı Süleyman Aristokrat, Milli Eğitim Bilimi Bakanı Mahmur Özer, Afiyet Bakanı Fahrettin Koca Özdenören, YANLIŞSIZ Parti Umumi Başkanvekilleri Binali Saika ve Numan Kurtulmuş, SELIM Tümen Umumi Başkan Yardımcısı ve Tümen Sözcüsü Ömer Polat, DOĞRU Parti Genel Başbuğ Yardımcısı Hamza Elem, Nurettin Canikli, ve Erkan Kandemir birlikte başsağlığı mesajları paylaştı.

Bıraktığı mirası:

Hikaye: Hastalar ve Işıklar (1967), Çözülme (1973), Polifonik Benzeri Ölüm (1974), Çarpılmışlar (1977), Denize Açılan Kapı (1983), Kuyu (1999), Hışırtı (2000), Ansız Yola Çıkmak (2000), Toz (2002)
Anlatı: Gül Yetiştiren Kayırıcı (1979)
Deneyim: İki Dünya (1977), Müslümanca Hatır Konusunda Denemeler (1985), Yaşadığımız Eyyam (1985), Ruhun Malzemeleri (1986), Baştan İnanmak (1987), Ser Karıştıran Kelimeler (1987), Çapraz İlişkiler (1987), Yumurtayı Ne Ucundan Pilili? (1987), Müslümanca Varagelmek (1988), Red Yazıları (1988), Kullanılmamış Acun Düzeninin Sefaleti (1996), Ego ve Hanay ve Ölüm (1997), İpin Ucu (1997), Amatör Sâri (1997), Şehir İlişkileri (1998), Yüzler (1999), Köpekçe Fikriyat (1999), Eşikte Duran İnsan (2000), Yazı İmge ve Ana (2002), Fazla Diyalektiği (2003), Düşünsel Vakfe (2004) Açık Oturum İstiareler (2009), Sarih Mektuplar (2014), Edebiyat ve Sahn (2012), Hadislerin Işığında Hz. Muhammed (2018).

Sevda Dursun

Share: