Hastanede sahaya nazil sertabip onma dağıtıyor
Hem başhekim, hem klinisyen
Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ:
“Yöneticilikteki stresimizi hasta araştırı ederek, eğitim vererek ve eğitime ulama sağlayarak müspet bir katkı alıyoruz”
DİYARBAKIR – Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve Kulak Burun Geçit Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Akdağ, haftanın belli başlı günlerinde hem ameliyathanede operasyona katılıyor, hem üstelik hastanenin idari işleriyle uğraşıyor.
Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ, 1994 yılında kulak büyüklenme geçit bölümünde göreve başladı. Akdağ, 2020 yılında Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne Başhekim namına atandı. 3 yıldır hastanede başdoktor namına fariza eden Akdağ, hem idarecilik, hem tedrisat üyeliği, hem üstelik cerrahi namına ameliyatlara girmenin cılız olmadığını ifade etti.
Yaptığı görevin manevi yol namına hastaneye ulama sağlama anlamındaki işleyişinde önemli olduğuna aksan eden Akdağ, “Ben Sertabip adına haftanın 1 günü asistan ve mektepli stajyer arkadaşlarımızla tetkik ve ameliyatlarımızı yapıyoruz. Burada gerçekte ara sıra yöneticilikteki stresimizi parasız sondaj ederek, terbiye vererek ve eğitime yardım sağlayarak olumlu aynı yardım alıyoruz. Ameliyatta bile genişlik haddinden fazla zat kliniğimde değme hafta tür aşama sem kaybı olan hastalara koklear implant ameliyatı yapmaktayım. Bu bile bana manevi yerine iri tıpkısı ezgi veriyor” dedi.
Sağlıkta geç kararların alınmaması gerektiği yönünde müracaat fail Akdağ, “Bizim 24 cerrahi müdahale odamız bulunmaktadır. Bu salonlarda ister geri hizmet, gerekse ilaçlarla ilgili oradaki personeller ile alay malay şişman benzeri kadro içerisinde vadi almış oluyoruz. Ameliyathaneye inerken, öz ameliyatımızı yapıyorken aynı zamanda hastanenin anne dinamiklerini oluşturan gerek gereç olsun gerekse de eş kaynakları olsun, birtakım problemleri ve eksiklikleri durumunda görmüş oluyoruz. Böylecene oluşan o soruna ihtimal simultane çözüm bulabiliriz. Bu üstelik balaban bir avantajdır. Vakit Kaybetmeden masa başında oturmuş olsam ihtimal açıktan bu sorunları çözemeyebilirim. Bu ihtimal peki amma geç peki. Sağlıkta tek şekilde geç kararlar alınmamalı. Alınan geç değişmeyen, bazen haddinden fazla yoğun olumsuzluklara yol açabilir” diyerek konuştu.
Dicle Üniversitesi Hastanelerinin bölgeye seslenme fail bire bir şifahane olması nedeniyle işlerinin da elan sakil olduğunu belirten Akdağ, “Dicle Üniversitesi Hastaneleri kendisine Diyarbakır’bile bölgeye seslenme fail büyük bir esenlik üssü konumundayız. Sayrılarevi bünyesinde 5 ana binamız bulunmaktadır. Bunlar onkoloji, yavru hastanesi, kardiyoloji, döş hastalıkları, müstacel ve asıl binadır. Ortalama 3 bin 400 e mümasil personelimiz mevcut. Bölgeye hitap fail sayrılarevi olduğumuz için sorumluluklarımız de faziletli” ifadelerine saha verdi.
“Bizim sorumluluk etme şansımız yoktur”
“Şehir olarak şappadak çok darülfünun hastanesine cemaat değiliz. Diyarbakır’de elden tek üniversite hastanemiz bulunmaktadır. Dolayısıyla darülfünun hastanesinin dolgunca olma gerekliliği var” diye niteleyerek mütekellim Akdağ, şunları kaydetti:
“İyi olmama şansı namevcut. Her şekilde değişkenlik gösteren sürece yardım çıkarmak zorundayız. Buradaki hizmet üstelik manalı ve önemlidir. Nedeniyle bizim sorumluluk yapma şansımız üstelik yoktur. Bu anlamda dahi 5 ayrı binamızın olması nedeniyle işimiz birlikte biraz zor. Diyeceğim şu ki, hem klinisyenliği, hem akademisyenliği, hem bile idareciliği çevirmek print olsa de benim için düşündürücü ve haddinden fazla önemlidir.”
