GAZİANTEP – Şakirt adına başladığı “sedefçilik” mesleğini 44 yıldır sürdürüyor

Gaziantep’te çırak kendisine başladığı sedefçiliği 44 yıldır sürdüren Ahmet Bıyık, mesleğini ayakta sancımak istiyor.

Yeryüzü koca şekliyle Osmanlı döneminde görüldüğü aşina umum sanatı sedefçilik, bugün kendini yenileyerek sürdürülüyor. Bu sanatla amortisör sandığı, gözgü, iskemle, çatkı, midye kutu, puroluk, rahle, şamdan, kötek, anahtarlık, kül tablası, sini altlığı, tavla, telefonluk üzere eşyaların yanında sedef hastalığı işlemeli orijinal Osmanlı tüfekleri, hançerler, kılıçlar, cebe kabzaları yapılıyor.

Sedef işçiliği “oyma” ya dahi “kakma” usulüyle yapılıyor. Önce motifler ağaca çiziliyor ve siktirici çekiç darbeleriyle tel, ağaca gömülüyor, sonradan motifin içi oyuluyor. Cevahir taşla forma verilen sedef motife yerleştiriliyor, zımparalanıyor, nitelik veriliyor ve cilalanarak son halini alıyor.

Sedefçilikle yapılan mahsulat, çöz piyasanın beraberinde özellikle ecnebi turistlerden ilişki görüyor.

Gaziantep Kalesi yakınında 20 metrekarelik dükkanında sedefçilik yapan Ahmet Bıyık, AA muhabirine, sedefçilik mesleğine 10 yaşında babasının atölyesinde başladığını söyledi.

Atölyede zamanında 3 çırağın bulunduğunu ve onların yanı sıra işi öğrenmeye çalıştığını anlatan Bıyık, şöyle konuştu:

“Çıraklığa başladıktan sonra mesleğimi kalfa yerine sürdürdüm. Demincek 54 yaşındayım. Kestirmece 44 yıldır bu işi yapıyorum. Mesleğim unutulmaya beniz tutmuş bire bir patika. Ayakta kalmaya çalışıyor. Patenti Gaziantep’e ilgilendiren bir çığır. Dünyaya hitap ediyor. Yerli ve özellikle yabancı turistler, dükkana geldiklerinde, eserleri gördüklerinde haddinden fazla bahtiyar oluyor. Öldüğün devir yaptığın amal ürün adına kalacak. İnsanoğlunun evlatlarına anlatacak tıpkı şeylerinin olması geçişsiz. Bu de konuşma dalında olursa çok henüz evire çevire evet.”

Mesleğin inceliklerinden da bahseden Bıyık, “Genelde ceviz ağacı kullanıyoruz. Benzeri kutu yapacaksın. Kutuya desen çizeceksin. Daha sonra onu telkari ile işleyeceksin. Sedef Hastalığı yerlerini oyacaksın. Sedef Hastalığı yapacaksın. Sedef Hastalığı aynı zaman kuruduktan sonradan ağacın parafin tozunu tutkalla macun yapacaksın. Sonraları o sedefi oraya tutturacaksın. 1-2 devir kaldıktan sonraları temizleyip kırat vereceksin. Henüz sonra zımparayla parlaklık yapacaksın. Sunma böylece birlikte içini, kadifesini yapıp satışa hazır hale getireceksin.” dedi.

Şimdilerde çırak ve ustanın yetişmediğini belirten Bıyık, iz liselerinden öğrencilerin gelip bu sanatı öğrenmelerini istediğini kaydetti.

Mesleğinin Türkiye’birlikte hemen Gaziantep’te yapıldığını nâkil Bıyık, “Sedef, genelde caminin minberlerinde, sarayların kapılarında, birkaç bile olsa mobilyalarda kullanılıyor. Hediyelik yük yapımında kullanılıyor. Mesleğimizi devletin bile desteklemesini ikbal ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Share: