ARAŞTIRMA GÖREVLISI, emek saatleri içinde, medrese binasında almak zorunda mıdır?

Akademisyenlerin 08.00-17.00 namına makbul iş saatleri içinde fakültede bulunmaları zorunlu mudur?

Akademisyenlerin 08.00-17.00 yerine uygulanan mücahede saatleri süresince fakültede bulunmaları zorunlu mudur?

Danıştay 8. Dairesi verdiği kararda, Akademisyenlerin yaptıkları gelişim ve emek koşulları gereği kendilerine tahsis edilen odalarının dışında üstelik çalışmalarını bitmeme ettirebileceklerini ve akademik kariyerin ve akademik mücahede hayatının tıpkısı parçası adına, lazım kütüphane ve ayrımsız yerlerde araştırı yapmak, derslere gidermek, projeler evirmek üzere faaliyetlerde düşmek üzere düzentileme saatlerinde medrese binası dışında bulunabilmelerinin mümkün olduğunu ifade etmiştir.

Kararda, Araştırı Görevlisine, sellemehüsselam ve kurumlarınca akseptans edilen bozukluk olmaksızın süreksizlik açıklamak sıkı düzen suçunu işlediğinden bahisle verilen düzen bağı cezası, akademik alanda etkin kişilerin yaptıkları hisse senedi ve himmet şekilleri zımnında gerektiğinde kendilerine tahsis edilen odalarının dışında üstelik çalışmalarını devam ettirebilecekleri; bunun yanında düzen bağı soruşturması raporunda araştırı görevlisinin okula hiç gelmediğine ilgili tıpkı tespitin yapılamadığı, imza föyü uygulamalarına bakıldığında ise; 08.00-17.00 saatleri şeklinde olmasa da, davacının akıllıcasına saatler içerisinde mesaisini tamamladığı ve imza föylerinde dahi davacının okula gelmediğine dayalı bire bir tespitin yapılmamış olduğu gerekçeleriyle iptal edilmiştir.

T.C.

D A N I Ş T A Y

SEKİZİNCİ DAİRE

Anne No: 2013/11579

Değişmeyen No: 2018/372

Karar Tarihi: 29.01.2018

İstemin Özeti : İdare Mahkemesinin 10/09/2013 zaman ve E:2012/1264, K:2013/734 çevrilmiş kararının hukuka uymaz olduğu öne sürülerek, 2577 dar Kanunun 49. maddesi mucibince temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Taharri Hakimi : Emine Ferdane PANDIR KI

Düşüncesi : İstemin kabulü ile Duruşma kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

KAPAT X

Buyruk veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Sorun, ………Enstitüsü İşletme Fakültesi Dekanlığı İşletme Bölümü ………… Ana Bilgelik Dalı Başkanlığında araştırma görevlisi olan davacının sellemehüsselam ve kurumlarınca akseptans edilen özür olmaksızın akıcı 3 ila 9 periyot süreksizlik izah etmek disiplin suçunu işlediğinden bahisle ayrımsız sene müddet ile rütbe ilerlemesi cezası ile cezalandırılmasına ilgilendiren el işi cebin yapılan itiraz sonucu sunulan 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 27/09/2012 devir ve 2012/123 dar işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; ………Enstitüsü İşletme Fakültesi Dekanlığı İşletme Bölümü ………… Anne Bilgi Dalı Başkanlığı talim elemanı olan davacının destursuz ve kurumlarınca kabul edilen kusur olmaksızın kıvrak 3 ile 9 bölüm süreksizlik göstermek düzen bağı suçunu işlediğinden bahisle yapılan düzen bağı soruşturması kapsamında 12-13-14-15/09/2011 ve 19/09/2011 tarihlerinde göreve gelmediğine ilişkin anabilim dalı başkanı, departman komutan yardımcısı ve kürsü başkanı tarafından tutulan tutanaklar ile çakılı olduğu, dolayısıyla davacıya isnat edilen fiilin sübuta erdiği anlaşılması karşısında 1/30 oranında aylıktan konvansiyon cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Sıkı Yönetmeliği’nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, “İzinsiz yahut kurumlarca kabul edilen özürü olmaksızın kesintisiz 3-9 dönem veya bölümsel statüde mevcut talim üyeleri için 12-36 saat devamsızlık izah etmek” evre ilerlemesinin durdurulması cezasını mucip edim ve haller arasında sayılmış, 33. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde ise, “aUyarma, melamet ve aylıktan akçakesme cezaları düzen bağı amirleri aracılığıyla verilir. bKademe ilerlemesinin durdurulması cezası, görevlinin vabeste olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonradan atamaya izinli amirler yoluyla, dekanlar amacıyla ise, bu ukubet sıkı düzen amirinin teklifi üzerine Efdal Sıkı Oturmuş kararı ile verilir.” kuralına kayran verilmiştir.

Bire Bir Yönetmeliğin 47. maddesi’nde;

“Sıkı Düzen amirleri eliyle verilen ikaz, ayıplama ve aylıktan akçakesme cezalarına cebin itiraz, kişinin kapalı olduğu kurumdaki sıkı düzen kuruluna yapılabilir. Kişinin itirazının görüşüleceği toplantıya cezayı veren düzen bağı amiri katılamaz. Bu şekilde kurulun oluşturulamaması halinde bir peş düzen bağı yerleşmiş yetkilidir.

Paye ilerlemesinin durdurulması cezasına, kişinin mecbur olduğu yükseköğretim kurumu vasıtasıyla Faziletkâr Sıkı Düzen Kuruluna itiraz yapılabilir. İlgili yükseköğretim kurumu itiraza ilgili arzuhâl ve soruşturma dosyasını 7 bölüm içerisinde Yükseköğretim Kuruluna iletmekle yükümlüdür.

Bu Yönetmelikte kayran düz disiplin cezalarına alın idari mahkeme kararı yoluna başvurulabilir.” düzenlemesine saha verilmiştir.

Mezkûr Yönetmeliğin İtiraz Süresi ve Yapılacak İşlem başlıklı 48. maddesi’nde;

“Düzen Bağı amirleri ve düzen bağı kurulları aracılığıyla verilen sıkı düzen cezalarına cebin yapılacak itirazlarda süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 gündür. Bu müddet süresince itiraz edilmeyen düzen bağı cezaları kesinleşir.

İtiraz halinde, itiraz mercileri kararı gözden geçirerek sunulan cezayı değiştirmeden kabul edebilecekleri üzere cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.

İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 çevrim zarfında kararlarını yöneltmek zorundadırlar.” hükmüne meydan verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, ………Enstitüsü İşletme Fakültesi Dekanlığı İşletme Bölümü ………… Temel Bilim Dalı Başkanlığı araştırma görevlisi olan davacının destursuz ve kurumlarınca kabul edilen bozukluk olmaksızın okunabilen 3 ila 9 bölüm süreksizlik afişe etmek disiplin suçunu işlediğinden bahisle yapılan disiplin soruşturması sonucunda planlı 16/02/2012 sıra ve 388-01 mahdut disiplin anket raporunda ezcümle; ilgilinin ifade ve defans yazılarında belirtilen tarihlerde okulda olduğuna ve göreve geldiğine dayalı kemiksiz ifadeler belirtmediği, konkre kanıtlar sunamadığı, umumi olarak savunmasını arama ve müşahede süreçlerine, imza föyü uygulamasına ve mobbinng-psikolojik momentum iddiasına ayırdığı ve tanık ifadelerine başvurulmasını istediği, davacının amiri konumundaki üç tedrisat üyesinin yaptıkları kontrollerde göreve gelmediğini ve bu durumu tutanakla anahtar altına aldıklarını belirttikleri, eş şekilde resmi fariza yerindeki görüş arkadaşları da kemiksiz aynı şekilde belirtilen tarihlerde görev yerinde olmadığını belirttikleri, sair yandan kullanmakta olduğu özge odada fariza yapan arkadaşı Ş. Ş. ise işe gelip gelmediğini hatırlamadığını tabir ettiği, kanıt ve ifadeler doğrultusunda 12-13-14-15/09/2011 ve 19/09/2011 tarihlerinde davacının işe gelmediğinin görüldüğü bununla birlikte Araş Gör. Ö. A.’ün, İşletme Bölüm Başkanlığı’nın 31/10/2011 günlü yazısı ile …….Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. H. K. vasıtasıyla üç hafta müddet ile sabah vürut, sabahleyin ayrılış, öğle geliş, öğle firkat saatleri imza altına alındığı ve 08.00-17.00 kendisine meri düzentileme saatleri süresince işe geç geldikleri hususları tayin edilerek davacıya isnat edilen fiilin sübuta erdiği gerekçesi ile 1/30 oranında aylıktan ittifak cezası ile cezalandırılması üstüne işbu disiplin cezasının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Akademik alanda çalışan kişilerin yaptıkları gelişim ve çalışma şekilleri dikkate alındığında, gerektiğinde kendilerine tahsis edilen odalarının dışında bile çalışmalarını bitmeme ettirebilecekleri açıktır. Bu şekilde, akademik kariyerin ve akademik iş hayatının tıpkı parçası adına, lazım kitabevi ve bir yerlerde araştırma fethetmek, derslere elde etmek, projeler tevcih etmek kabilinden faaliyetlerde çıkmak amacıyla himmet saatlerinde medrese binası dışında bulunabilmeleri mümkündür.

Anket kapsamında ifadelerine başvurulan kişilerce, davacının belirtilen tarihlerde işe gelmediği yönünde engelsiz ve kesme beyanlarda bulunulmadığı üzere, davalı idarece tutulan tutanaklarda değme ne kadar çağ müstahkem ise birlikte; ne saatte davacının bulunduğu odaya gelindiği ve davacının odasında bulunamadığı belirtilmemiştir. Ayrıca, tutanakta imzası mevcut üç kişinin eş zamanlı adına odayı denetleyip denetlemedikleri üstelik alınan ifadelerden net tıpkı şekilde anlaşılamamaktadır. Ayrıca, 12-13-14-15/09/2011 ve 19/09/2011 tarihlerine ait namına; davacının odasında hangi saatlerde bulunmadığı konusu degaje olmadığı kadar, davacının okula hiç gelmediğine ilgilendiren gelişigüzel tespitte müddeialeyh idare eliyle yapılmamıştır.

Kaldı kim; idarede mesaiye start ve itmam zamanlarını vasıta altına düzlük, turnike, kurnaz sistemi üzere tıpkısı uygulamanın bulunmadığı görülmekte olup; yukarıda tamlanan tutanaklar dışındaki henüz sonraları başlatılan imza föyü uygulamalarına bakıldığında ise; davacının makul saatler içerisinde mesaisini tamamladığı anlaşılmakta ve imza föylerinde davacının okula gelmediğine dair aynı belirleme üstelik yapılmamış olduğu görülmektedir.

Bu durumda, ülkü konusu işlemin tesisine mesnet alınan 12-13-14-15/09/2011 ve 19/09/2011 tarihli tutanaklarda bulunan nekais ve anket kapsamında alınan ifadelerde davacı aleyhine stabil ve zahir tıpkı biçimde beyanda bulunulmamış olunması cihetiyle davacı hakkında sav edilen eylemlerin somut delillere dayanmaması, fiillerin subuta erdiğine dair değişmez tespitlerin yapılmaması karşında, karşıt yönde verilen Mahkeme kararında türel isabet bulunmamaktır.

Açıklayan nedenlerle; İdare Mahkemesinin temyize laf kararının bozulmasına, dosyanın baştan ayrımsız karar flört etmek için mezkûr Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın beyanat tarihini izleyen 15 (onbeş) dönem içerisinde kararın düzeltilmesi yolu münhal koyulmak amacıyla, 29.01.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI GÖRÜŞ :

İdare ve algı mahkemeleri aracılığıyla sunulan kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 çevrilmiş İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında mukayyet nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

İdare Mahkemesince sunulan kararın dayandığı gerekçe asıllar ve yasaya makul olup, bozulması müstelzim bire bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile mezkûr kararın onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Share: